|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
çok büyük miktar |
profusion n.
|
|
2 |
General |
çok büyük olma |
immensity n.
|
|
3 |
General |
çok büyük çoğunluk |
vast majority n.
|
|
4 |
General |
eski roma'da çok büyük arazi |
latifundia n.
|
|
5 |
General |
çok büyük şey |
spanker n.
|
|
6 |
General |
çok büyük ve kaba gemi |
hulk n.
|
|
7 |
General |
çok büyük boyutta integrasyon |
very large scale integration n.
|
|
8 |
General |
çok büyük sayı |
myriad n.
|
|
9 |
General |
çok büyük heykel |
colossus n.
|
|
10 |
General |
çok sayıda yolcu taşıyan ve uzun yolculuklarla turlarda kullanılan motorlu, büyük kara taşıtı |
coach n.
|
|
11 |
General |
çok büyük beden |
outsize n.
|
|
12 |
General |
büyük ve çok zehirli bir asya katıryılanı |
daboia n.
|
|
13 |
General |
çok büyük şey |
immensity n.
|
|
14 |
General |
çok büyük tamsayı |
large integer n.
|
|
15 |
General |
çok büyük tanker gemi |
supertanker n.
|
|
16 |
General |
çok büyük sayı |
number of many figures n.
|
|
17 |
General |
çok büyük farklılıklar |
great differences n.
|
|
18 |
General |
çok büyük farklılıklar |
significant differences n.
|
|
19 |
General |
çok büyük mutluluk |
bliss n.
|
|
20 |
General |
çok büyük bir hata |
pratfall n.
|
|
21 |
General |
süslü çok kollu büyük şamdan |
candelabra n.
|
|
22 |
General |
süslü çok kollu büyük şamdan |
candelabrum n.
|
|
23 |
General |
çok büyük miktar |
regiment [dialectal] n.
|
|
24 |
General |
kuzey ve güney amerika'da yaşamış çok büyük bir soyu tükenmiş memeli |
ground sloth n.
|
|
25 |
General |
çok daireli büyük bir apartmanda bulunan daire |
unit n.
|
|
26 |
General |
çok büyük miktarda para |
kings ransom n.
|
|
27 |
General |
çok büyük şey |
wilderness n.
|
|
28 |
General |
el baskısı için çok büyük bir baskı |
block n.
|
|
29 |
General |
çok büyük şehir |
megalopolis n.
|
|
30 |
General |
abd veya kanada'da çok kazançlı büyük çiftlik |
bonanza farm n.
|
|
31 |
General |
çok büyük sevinç kaynağı |
bonne bouche n.
|
|
32 |
General |
çok büyük bir miktar |
galaxy n.
|
|
33 |
General |
çok büyük sayı |
hundreds and thousands n.
|
|
34 |
General |
çok büyük sayı |
load n.
|
|
35 |
General |
çok büyük miktar |
load n.
|
|
36 |
General |
çok büyük kuruluş |
giant n.
|
|
37 |
General |
çok büyük borulara sahip yüksek sesli bir org |
great n.
|
|
38 |
General |
simyacıların kullandığı, çok büyük yumurta şeklinde bir kap |
gripe's egg [obsolete] n.
|
|
39 |
General |
çok büyük sayı |
multiplicity n.
|
|
40 |
General |
çok büyük ebat |
overlargeness n.
|
|
41 |
General |
çok büyük sayı |
infinite n.
|
|
42 |
General |
çok büyük sayı |
googol n.
|
|
43 |
General |
çok büyük mutluluk |
intoxication n.
|
|
44 |
General |
çok büyük miktar |
fluency [obsolete] n.
|
|
45 |
General |
çok büyük miktar |
slump n.
|
|
46 |
General |
çok büyük veya güzel olan şey |
smasher n.
|
|
47 |
General |
çok büyük şey |
supergiant n.
|
|
48 |
General |
çok büyük sır |
supersecret n.
|
|
49 |
General |
çok büyük miktarda üretmek |
overproduce v.
|
|
50 |
General |
çok kısa bir sürede büyük paralar kazanmak |
be minting it v.
|
|
51 |
General |
çok büyük hata yapmak |
boob v.
|
|
52 |
General |
çok büyük bir hata yapmak |
make a boo boo v.
|
|
53 |
General |
çok büyük önem arz etmek |
key v.
|
|
54 |
General |
(bir şeyin üzerinde) çok büyük etkisi olmak |
overaffect v.
|
|
55 |
General |
(hayvan popülasyonunun) çok büyük kısmını öldürmek |
overkill v.
|
|
56 |
General |
çok büyük beden |
outsized adj.
|
|
57 |
General |
çok büyük (acı/mutluluk) |
exquisite adj.
|
|
58 |
General |
çok büyük kafalı |
eurycephalous adj.
|
|
59 |
General |
çok büyük sayıda |
myriad adj.
|
|
60 |
General |
çok büyük miktarda |
vast adj.
|
|
61 |
General |
çok büyük (yanlış/zarar/kayıp/acı) |
grievous adj.
|
|
62 |
General |
çok büyük (nefret/düşmanlık) |
virulent adj.
|
|
63 |
General |
çok büyük (fiyat artışı/düşüşü) |
spectacular adj.
|
|
64 |
General |
çok büyük kafalı |
eurycephalic adj.
|
|
65 |
General |
çok büyük bir (sabır/dikkat vb) |
infinite adj.
|
|
66 |
General |
en çok en büyük |
maximum adj.
|
|
67 |
General |
çok büyük ya da çok küçük |
disproportionate adj.
|
|
68 |
General |
çok büyük çapta |
biblical adj.
|
|
69 |
General |
çok büyük/devasa/uzun |
of epic proportions adj.
|
|
70 |
General |
çok/büyük miktarda |
sheer volume of adj.
|
|
71 |
General |
çok daha büyük/fazla |
far greater adj.
|
|
72 |
General |
çok büyük bir mağazaya ait |
big-box adj.
|
|
73 |
General |
çok büyük mağaza olan |
big-box adj.
|
|
74 |
General |
çok büyük ve güçlü |
herculean adj.
|
|
75 |
General |
çok küçük detaylara büyük özen gösteren ve titizlikle yaklaşan |
minute adj.
|
|
76 |
General |
çok büyük miktarlı |
high adj.
|
|
77 |
General |
çok büyük bir biçimde |
howlingly adv.
|
|
78 |
General |
çok büyük olarak |
thumpingly adv.
|
|
79 |
General |
çok büyük miktarda |
at a tremendous rate adv.
|
|
80 |
General |
çok büyük ölçüde |
particularly adv.
|
|
81 |
General |
aşırı ve çok büyük anlamı veren son ek |
-zilla suf.
|
|
Phrases |
|
82 |
Phrases |
çok büyük bir şey |
something really big expr.
|
|
83 |
Phrases |
çok büyük miktarda para |
an immense amount of money expr.
|
|
84 |
Phrases |
çok büyük ihtimal |
five will get you ten expr.
|
|
Proverb |
|
85 |
Proverb |
büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar |
great oaks from little acorns grow v.
|
|
86 |
Proverb |
çok mütevazı şeyler büyük başarılara dönüşebilir |
great oaks from little acorns grow v.
|
|
87 |
Proverb |
büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar |
tall oaks from little acorns grow v.
|
|
88 |
Proverb |
çok mütevazı şeyler büyük başarılara dönüşebilir |
tall oaks from little acorns grow v.
|
|
89 |
Proverb |
çok mütevazı şeyler büyük başarılara dönüşebilir |
great oaks grow from small acorns
|
|
90 |
Proverb |
çok mütevazı şeyler büyük başarılara dönüşebilir |
great oaks from little acorns grow
|
|
91 |
Proverb |
çok mütevazı şeyler büyük başarılara dönüşebilir |
mighty oaks from little acorns grow
|
|
92 |
Proverb |
büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar |
great oaks from little acorns grow
|
|
93 |
Proverb |
çok mütevazı şeyler büyük başarılara dönüşebilir |
great oaks from little acorns grow
|
|
94 |
Proverb |
büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar |
tall oaks from little acorns grow
|
|
95 |
Proverb |
çok mütevazı şeyler büyük başarılara dönüşebilir |
tall oaks from little acorns grow
|
|
Colloquial |
|
96 |
Colloquial |
çok büyük başarı |
a roaring success n.
|
|
97 |
Colloquial |
çok büyük bir pay |
benjamin's mess n.
|
|
98 |
Colloquial |
çok büyük bir pay |
benjamin's portion n.
|
|
99 |
Colloquial |
çok büyük şey |
lollapalooza n.
|
|
100 |
Colloquial |
çok büyük ve yıkıcı deprem |
big one n.
|
|
101 |
Colloquial |
çok büyük ve yıkıcı deprem |
the big one n.
|
|
102 |
Colloquial |
çok büyük indirim yapılan satış |
blowout n.
|
|
103 |
Colloquial |
çok büyük miktar |
bucketload n.
|
|
104 |
Colloquial |
çok fazla benzin yakan büyük bir araba |
gas guzzler n.
|
|
105 |
Colloquial |
çok büyük şey |
old man n.
|
|
106 |
Colloquial |
çok büyük sayı |
gazillion n.
|
|
107 |
Colloquial |
çok büyük ya da olağanüstü başarı yakalamak |
hit big v.
|
|
108 |
Colloquial |
çok büyük ya da olağanüstü başarı yakalamak |
hit it big v.
|
|
109 |
Colloquial |
çok büyük para kazanmak |
earn a bomb v.
|
|
110 |
Colloquial |
çok büyük para harcamak |
spend a bomb v.
|
|
111 |
Colloquial |
çok büyük para kazanmak |
make a bomb v.
|
|
112 |
Colloquial |
çok büyük başarı elde etmek |
make a hit v.
|
|
113 |
Colloquial |
çok büyük başarı elde etmek |
be a hit v.
|
|
114 |
Colloquial |
çok büyük kafa karışıklığı yaşamak |
drown v.
|
|
115 |
Colloquial |
çok büyük istek uyandıran |
droolworthy adj.
|
|
116 |
Colloquial |
çok büyük/yüksek olasılıkla/ihtimalle |
a pound to a penny expr.
|
|
117 |
Colloquial |
çok büyük olasılıkla |
a good bet expr.
|
|
118 |
Colloquial |
çok büyük miktarda |
hand over fist expr.
|
|
119 |
Colloquial |
sanki çok büyük bir meseleymiş gibi! |
like it's such a big deal! expr.
|
|
120 |
Colloquial |
çok büyük oranda/ölçüde |
a whole heap expr.
|
|
121 |
Colloquial |
çok büyük farkla |
and it's not even close expr.
|
|
Idioms |
|
122 |
Idioms |
büyük/çok para |
a chunk of change n.
|
|
123 |
Idioms |
çok büyük savaş |
a pitched battle n.
|
|
124 |
Idioms |
siyaset ve ticarette çok büyük gücü ve etkisi olan ancak halkın tanımadığı perde arkasındakiler |
the men in grey suits n.
|
|
125 |
Idioms |
çok büyük yangın |
five-alarm fire n.
|
|
126 |
Idioms |
çok büyük yangın |
three-alarm fire n.
|
|
127 |
Idioms |
çok büyük bir pay |
a benjamin's portion n.
|
|
128 |
Idioms |
çok büyük bir pay |
a benjamin's mess n.
|
|
129 |
Idioms |
çok büyük bir grup insan |
a cast of thousands [cliché] n.
|
|
130 |
Idioms |
siyaset ve ticarette çok büyük gücü ve etkisi olan ancak halkın tanımadığı perde arkasındakiler |
grey suits n.
|
|
131 |
Idioms |
siyaset ve ticarette çok büyük gücü ve etkisi olan ancak halkın tanımadığı perde arkasındakiler |
the men in gray suits n.
|
|
132 |
Idioms |
çok büyük başarı elde etmek |
be a roaring success v.
|
|
133 |
Idioms |
çok büyük risk almak |
bell the cat v.
|
|
134 |
Idioms |
çok büyük bir farkla ikinci olmak |
be a poor second [uk] v.
|
|
135 |
Idioms |
çok büyük bir farkla üçüncü olmak |
be a poor third [uk] v.
|
|
136 |
Idioms |
çok büyük bir farkla ikinci olmak |
come a poor second [uk] v.
|
|
137 |
Idioms |
çok büyük bir farkla üçüncü olmak |
come a poor third [uk] v.
|
|
138 |
Idioms |
çok büyük/yüksek olasılıkla/ihtimalle (bir şey olacağını veya durumun öyle olduğunu) düşünmek |
bet (someone) a pound to a penny v.
|
|
139 |
Idioms |
çok büyük miktarlarda tüketmek/içmek/yemek |
consume mass quantities v.
|
|
140 |
Idioms |
büyük/çok mesafe kat etmek |
cover a lot of ground v.
|
|
141 |
Idioms |
çok büyük paraya mal olmak |
cost a real big chunk of change v.
|
|
142 |
Idioms |
çok kısa bir sürede büyük paralar kazanmak |
be minting money v.
|
|
143 |
Idioms |
çok büyük keyif/zevk almak |
get a big kick out of v.
|
|
144 |
Idioms |
çok büyük başarı kazanmak |
sweep the board v.
|
|
145 |
Idioms |
çok büyük para kazanmak |
break the bank v.
|
|
146 |
Idioms |
çok büyük korku ve endişe içinde olmak |
be in fear and trembling v.
|
|
147 |
Idioms |
çok büyük biri gibi görmek |
think someone hung the moon and stars v.
|
|
148 |
Idioms |
kendini çok büyük görmek |
think one is the bee's knees v.
|
|
149 |
Idioms |
(birine ya da bir şeye) çok büyük önem vermek |
set a great deal by (someone or something) [obsolete] v.
|
|
150 |
Idioms |
(bir şey) çok büyük miktarda olmak |
have (something) coming out of (one's) ears v.
|
|
151 |
Idioms |
çok büyük bir hata yapmamak |
err on the right side v.
|
|
152 |
Idioms |
benzerlerinden çok daha iyi, büyük olmak |
be in a different league v.
|
|
153 |
Idioms |
çok büyük olasılıkla (bir şeyin) olacağını düşünmek |
lay (someone) a pound to a penny v.
|
|
154 |
Idioms |
çok büyük olasılıkla (bir şeyin) olacağına inanmak |
lay (someone) a pound to a penny v.
|
|
155 |
Idioms |
(birinci ile arasında) çok büyük bir farkla ikinci gelmek |
be a poor second [uk] v.
|
|
156 |
Idioms |
(birinci ile arasında) çok büyük bir farkla ikinci gelmek |
come a poor second [uk] v.
|
|
157 |
Idioms |
durumunda çok büyük bir değişiklik yapmak |
turn 180 degrees v.
|
|
158 |
Idioms |
çok büyük başarı kaydetmek |
be a howling success v.
|
|
159 |
Idioms |
çok/büyük çaba harcamak |
be at pains v.
|
|
160 |
Idioms |
çok/büyük çaba sarf etmek |
be working overtime v.
|
|
161 |
Idioms |
çok büyük bir farkla ikinci, üçüncü olmak/gelmek |
be/come a poor second, third v.
|
|
162 |
Idioms |
(bir şey yapmak için) çok büyük çaba sarf etmek |
make every effort (to do something) v.
|
|
163 |
Idioms |
çok büyük biri gibi görmek |
think (one) hung the moon v.
|
|
164 |
Idioms |
çok büyük biri gibi görmek |
think hung the moon v.
|
|
165 |
Idioms |
çok büyük çapta |
of biblical proportions adj.
|
|
166 |
Idioms |
çok büyük (oda, yer) |
big as all outdoors adj.
|
|
167 |
Idioms |
çok büyük zorluklardan |
through the mill [brit] adv.
|
|
168 |
Idioms |
çok büyük oranda/derecede |
leaps and bounds adv.
|
|
169 |
Idioms |
büyük bir işin ya da örgütün olmazsa olmaz ama çok önemli olmayan bir parçası |
a small cog in a large machine expr.
|
|
170 |
Idioms |
büyük bir işin ya da örgütün olmazsa olmaz ama çok önemli olmayan bir parçası |
a small cog in a large wheel expr.
|
|
171 |
Idioms |
çok büyük ihtimalle |
all but certain to expr.
|
|
172 |
Idioms |
çok büyük miktarda |
to beat the band expr.
|
|
173 |
Idioms |
kendi sorunlarını çok dert etme (başkalarının daha büyük sorunları var) (haline şükret) |
worse things happen at sea expr.
|
|
174 |
Idioms |
(bir anlaşmanın, tartışmanın, sözleşmenin) çok büyük açıkları/zayıf yönleri olması |
can drive a truck through something expr.
|
|
175 |
Idioms |
çok büyük sıkıntı olur |
there will be the deuce to pay expr.
|
|
176 |
Idioms |
başımıza çok büyük iş açılır |
there will be the deuce to pay expr.
|
|
177 |
Idioms |
başımız çok büyük belaya girer |
there will be the deuce to pay expr.
|
|
178 |
Idioms |
çok büyük bedel öderiz |
there will be the deuce to pay expr.
|
|
179 |
Idioms |
çok büyük bir fedakarlık |
greater love hath no man expr.
|
|
180 |
Idioms |
çok büyük bir özveri |
greater love hath no man expr.
|
|
181 |
Idioms |
çok büyük olasılıkla/ihtimalle |
wager (someone) a pound to a penny expr.
|
|
182 |
Idioms |
çok büyük bir … |
a devil of a … expr.
|
|
183 |
Idioms |
çok büyük bir … |
the devil of a … expr.
|
|
184 |
Idioms |
çok büyük (bir şey) |
a whale of a (something) expr.
|
|
185 |
Idioms |
çok büyük oranda/derecede |
by leaps and bounds expr.
|
|
186 |
Idioms |
çok büyük bir fedakarlık |
greater love hath no man than this expr.
|
|
187 |
Idioms |
çok büyük bir özveri |
greater love hath no man than this expr.
|
|
188 |
Idioms |
çok büyük korku ve endişe içinde |
in fear and trembling expr.
|
|
189 |
Idioms |
(biri/bir şey yüzünden) çok büyük korku ve endişe içinde |
in fear and trembling of (someone or something) expr.
|
|
Trade/Economic |
|
190 |
Trade/Economic |
çok büyük açık |
excessive deficit n.
|
|
191 |
Trade/Economic |
farklı türdeki pek çok malı satan büyük mağaza |
department store n.
|
|
192 |
Trade/Economic |
iflas etmek için çok büyük |
tbtf (too big to fail) n.
|
|
193 |
Trade/Economic |
satıcılar çok sayıda iken birkaç büyük alıcının piyasaya egemen olduğu ve fiyat üzerinde belirli bir denetim gücüne sahip bulunduğu piyasa yapısı |
oligopsony n.
|
|
194 |
Trade/Economic |
çok büyük miktarda para içeren anlaşma veya ticari işlem |
megadeal n.
|
|
195 |
Trade/Economic |
büyük kar beklentisi taşıyarak çok az bilgi ve iş tecrübesi ile yapılan yatırım |
flyer n.
|
|
196 |
Trade/Economic |
çok büyük işletme |
superfirm n.
|
|
197 |
Trade/Economic |
çok büyük miktarda para sağlamak |
overfund v.
|
|
198 |
Trade/Economic |
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlere ait |
large-cap adj.
|
|
199 |
Trade/Economic |
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketler ile ilişkili |
large-cap adj.
|
|
200 |
Trade/Economic |
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonlarına ait |
large-cap adj.
|
|
201 |
Trade/Economic |
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonları ile ilişkili |
large-cap adj.
|
|
202 |
Trade/Economic |
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlere ait |
large-capitalisation adj.
|
|
203 |
Trade/Economic |
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketler ile ilişkili |
large-capitalisation adj.
|
|
204 |
Trade/Economic |
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonlarına ait |
large-capitalisation adj.
|
|
205 |
Trade/Economic |
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonları ile ilişkili |
large-capitalisation adj.
|
|
206 |
Trade/Economic |
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlere ait |
large-capitalization adj.
|
|
207 |
Trade/Economic |
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketler ile ilişkili |
large-capitalization adj.
|
|
208 |
Trade/Economic |
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonlarına ait |
large-capitalization adj.
|
|
209 |
Trade/Economic |
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonları ile ilişkili |
large-capitalization adj.
|
|
210 |
Trade/Economic |
(piyasa) çok sayıda müşteriyle birlikte büyük menkul kıymetlerin talep ve arzıyla nitelenen |
broad adj.
|
|
Industry |
|
211 |
Industry |
çok sayıda şubeye ayrılmış büyük sanayi kurumu |
empire n.
|
|
Tourism |
|
212 |
Tourism |
çok katlı büyük motel |
motor inn n.
|
|
Technical |
|
213 |
Technical |
büyük özlü çok yönlü lifler |
large-core multimode fibres n.
|
|
214 |
Technical |
çok büyük ölçekte paralel |
massively parallel n.
|
|
215 |
Technical |
çok büyük beden |
oversize n.
|
|
216 |
Technical |
çok büyük çapta tümleşim |
very large scale integration n.
|
|
217 |
Technical |
çok büyük uçak gemisi |
supercarrier n.
|
|
218 |
Technical |
çok büyük çapta tümleşme |
very large-scale integration n.
|
|
219 |
Technical |
mafsallı iki ayrı motor biriminden meydana gelen çok büyük ve güçlü bir buhar lokomotifi |
mallet [us] n.
|
|
220 |
Technical |
çok sayıda içi dolu torba veya kutuyu sıkıştırmadan içine alan büyük çuval |
baler bag n.
|
|
221 |
Technical |
çok sayıda içi dolu torba veya kutuyu sıkıştırmadan içine alan büyük çuval |
baler sack n.
|
|
222 |
Technical |
çok büyük ölçüye ait |
vast adj.
|
|
223 |
Technical |
çok büyük sayıda |
innumerably adv.
|
|
224 |
Technical |
çok büyük çapta tümleşim |
vlsi abrev.
|
|
Computer |
|
225 |
Computer |
bilgisayar çipinde çok büyük miktarda veri depolamaya yarayan birkaç yüz nikel atomlu mikroskobik küme |
nanodot n.
|
|
226 |
Computer |
çok büyük boyutlu metin |
text too large n.
|
|
227 |
Computer |
çok büyük miktarda bellek kullanan bilgisayar programı |
bloatware n.
|
|
228 |
Computer |
kullanıcının, internet üzerinde pek çok kaynağa ve hizmete ulaşmasına olanak tanıyan büyük kaynak sitesi |
web portal n.
|
|
229 |
Computer |
çok büyük ölçekte paralel |
massively parallel adj.
|
|
230 |
Computer |
dize çok büyük |
string too big expr.
|
|
231 |
Computer |
değer çok büyük |
value too large expr.
|
|
232 |
Computer |
paket çok büyük |
packet too big expr.
|
|
233 |
Computer |
seçenek çok büyük |
option too big expr.
|
|
234 |
Computer |
sütun çok büyük |
column too big expr.
|
|
Informatics |
|
235 |
Informatics |
çok büyük çapta tümleşim |
very large scale integration n.
|
|
236 |
Informatics |
optik sistemler için çok büyük bant genişlikli cihazlar merkezi |
center for ultrahigh bandwidth devices for optical systems n.
|
|
237 |
Informatics |
optik sistemler için çok büyük bant genişlikli cihazlar merkezi |
centre for ultrahigh bandwidth devices for optical systems n.
|
|
238 |
Informatics |
optik sistemler için çok büyük bant genişlikli cihazlar merkezi |
cudos n.
|
|
Telecom |
|
239 |
Telecom |
çok büyük ölçekte tümleştirme |
very large-scale integration n.
|
|
Construction |
|
240 |
Construction |
ağırlığa dayalı beton barajlar inşa etmekte kullanılan çok sayıdaki büyük blok kalıpları |
monolith n.
|
|
Aeronautic |
|
241 |
Aeronautic |
çok büyük jet uçağı |
jumbojet n.
|
|
242 |
Aeronautic |
büyük çok motorlu uçak |
heavy n.
|
|
Marine |
|
243 |
Marine |
çok hızlı seyredebilen büyük tekne |
clipper n.
|
|
244 |
Marine |
çok büyük kargo gemileri |
capesize vessels n.
|
|
245 |
Marine |
nadiren oluşan çok büyük dalga |
freak wave n.
|
|
246 |
Marine |
çok büyük flok |
genoa n.
|
|
247 |
Marine |
çok büyük liman |
superport n.
|
|
248 |
Marine |
çok büyük iskele |
superport n.
|
|
249 |
Marine |
çok büyük ham petrol gemisi |
vlcc (very large crude carrier) abrev.
|
|
Medical |
|
250 |
Medical |
(ilaç, vitamin) çok büyük doz |
megadose n.
|
|
251 |
Medical |
(ilaç, vitamin) çok büyük doz almak |
megadose v.
|
|
Pathology |
|
252 |
Pathology |
atlarda toynağın çok büyük ve eğimli olup alttaki üçgen şeklindeki bölümün aşırı çıkıntı yapması |
flatfoot n.
|
|
Veterinary |
|
253 |
Veterinary |
büyük ve çok büyük köpek ırklarında sıklıkla görülen bir kalça eklemi hastalığı |
hip dysplasia n.
|
|
254 |
Veterinary |
atlarda toynağın çok büyük ve eğimli olup alttaki üçgen şeklindeki bölümün aşırı çıkıntı yapması |
flat foot n.
|
|
Statistics |
|
255 |
Statistics |
mevcut veri setinden çok büyük veri setleri üretmek üzere yeniden örnekleme yapmada kullanılan bir örnekleme yöntemi |
bootstrap method n.
|
|
Physics |
|
256 |
Physics |
çok büyük kütleli lepton |
tau-minus particle n.
|
|
257 |
Physics |
çok büyük kütleli antilepton |
tau-plus particle n.
|
|
258 |
Physics |
çok büyük kütleli antilepton |
antitauon n.
|
|
259 |
Physics |
çok büyük kütleli lepton |
tauon n.
|
|
260 |
Physics |
çok büyük kütleli antilepton |
antitauon n.
|
|
261 |
Physics |
çok büyük kütleli antilepton |
antitauon n.
|
|
262 |
Physics |
on sayısının fiziksel dünyada karşılığı olmayan çok büyük bir kuvveti |
googolplex n.
|
|
Chemistry |
|
263 |
Chemistry |
protein ve sentetik polimer gibi çok büyük moleküllere verilen ad |
macromole n.
|
|
Biology |
|
264 |
Biology |
kenarlarında dış tentakülleri bulunmayıp büyük ağız lobları olan çok büyük denizanalarını kapsayan bir alttakım |
rhizostomata n.
|
|
Marine Biology |
|
265 |
Marine Biology |
amerika kıyılarında yaygın olarak görülen, çok büyük ve çok ağır bir balık türü |
cephaloptera (manta birostris) n.
|
|
266 |
Marine Biology |
çok büyük, fincana benzeyen bir deniz süngeri |
neptune's cup (poterion neptuni) n.
|
|
267 |
Marine Biology |
çok büyük, fincan biçiminde bir deniz süngeri |
poterion amphitritae n.
|
|
268 |
Marine Biology |
çok büyük, fincan biçiminde bir deniz süngeri |
thalassema neptuni n.
|
|
269 |
Marine Biology |
kaliforniya körfezi'nde yetişen gölge balığıgillerden çok büyük bir balık |
totoaba (cynoscion macdonaldi) n.
|
|
270 |
Marine Biology |
kaliforniya körfezi'nde yetişen gölge balığıgillerden çok büyük bir balık |
totuava n.
|
|
271 |
Marine Biology |
atlantik okyanusu'nda yaşayan çok büyük bir orfoz |
jewfish (epinephalus itajara) n.
|
|
272 |
Marine Biology |
atlantik okyanusu'nda yaşayan çok büyük bir orfoz |
goliath grouper (epinephalus itajara) n.
|
|
273 |
Marine Biology |
atlantik okyanusu'nda yaşayan çok büyük bir orfoz |
warsaw grouper (epinephalus itajara) n.
|
|
274 |
Marine Biology |
atlantik okyanusu'nda yaşayan çok büyük bir orfoz |
black jewfish (epinephalus itajara) n.
|
|
275 |
Marine Biology |
atlantik okyanusu'nda yaşayan çok büyük bir orfoz |
spotted jewfish (epinephalus itajara) n.
|
|
276 |
Marine Biology |
kuzey yarımkürenin soğuk sularında yaşayan çok büyük bir balina |
bowhead whale (balaena mysticetus) n.
|
|
277 |
Marine Biology |
kuzey yarımkürenin soğuk sularında yaşayan çok büyük bir balina |
bowhead (balaena mysticetus) n.
|
|
278 |
Marine Biology |
kuzey yarımkürenin soğuk sularında yaşayan çok büyük bir balina |
greenland right whale (balaena mysticetus) n.
|
|
279 |
Marine Biology |
kuzey yarımkürenin soğuk sularında yaşayan çok büyük bir balina |
greenland whale (balaena mysticetus) n.
|
|
280 |
Marine Biology |
subtropikal ve ılıman sularda yaşayan, ticari önemi olan çok büyük üç orkinos türüne verilen ad |
bluefin tuna (thunnus maccoyii) n.
|
|
281 |
Marine Biology |
japonya'ya özgü çok büyük bir açık deniz yengeci |
japanese spider crab (macrocheira kaempferi) n.
|
|
282 |
Marine Biology |
japonya'ya özgü çok büyük bir açık deniz yengeci |
giant crab (macrocheira kaempferi) n.
|
|
283 |
Marine Biology |
onayaklı eklembacaklı kabuklular içinde ıstakoz, büyük karides, karides gibi karın kısmı çok gelişmiş deniz canlılarının dahil olduğu bir grup |
macroura n.
|
|
284 |
Marine Biology |
onayaklı eklembacaklı kabuklular içinde ıstakoz, büyük karides, karides gibi karın kısmı çok gelişmiş deniz canlılarının dahil olduğu bir grup |
macrura n.
|
|
285 |
Marine Biology |
avrupa ve kuzey amerika'nın kuzey kıyılarında yaşayan çok büyük bir köpekbalığı |
liver shark n.
|
|
286 |
Marine Biology |
avrupa ve kuzey amerika'nın kuzey kıyılarında yaşayan çok büyük bir köpekbalığı |
basking shark n.
|
|
287 |
Marine Biology |
avrupa ve kuzey amerika'nın kuzey kıyılarında yaşayan çok büyük bir köpekbalığı |
bone shark n.
|
|
288 |
Marine Biology |
avrupa ve kuzey amerika'nın kuzey kıyılarında yaşayan çok büyük bir köpekbalığı |
hoemother n.
|
|
289 |
Marine Biology |
avrupa ve kuzey amerika'nın kuzey kıyılarında yaşayan çok büyük bir köpekbalığı |
homer n.
|
|
290 |
Marine Biology |
avrupa ve kuzey amerika'nın kuzey kıyılarında yaşayan çok büyük bir köpekbalığı |
sailfish n.
|
|
291 |
Marine Biology |
avrupa ve kuzey amerika'nın kuzey kıyılarında yaşayan çok büyük bir köpekbalığı |
whale shark n.
|
|
292 |
Marine Biology |
avrupa ve kuzey amerika'nın kuzey kıyılarında yaşayan çok büyük bir köpekbalığı |
cetorhinus maximus n.
|
|
293 |
Marine Biology |
çok büyük ağızlı balık |
bigmouth n.
|
|
294 |
Marine Biology |
tropikal ve subtropikal denizlerde yaşayan, planktonla beslenen çok büyük bir vatoz |
manta n.
|
|
295 |
Marine Biology |
tropikal ve subtropikal denizlerde yaşayan, planktonla beslenen çok büyük bir vatoz |
manta ray n.
|
|
296 |
Marine Biology |
tropikal ve subtropikal denizlerde yaşayan, planktonla beslenen çok büyük bir vatoz |
manta birostris n.
|
|
297 |
Marine Biology |
yenebilir çok büyük bir istiridye |
panope generosa n.
|
|
298 |
Marine Biology |
yenebilir çok büyük bir istiridye |
goeduck n.
|
|
299 |
Marine Biology |
yenebilir çok büyük bir istiridye |
goeyduc n.
|
|
300 |
Marine Biology |
yenebilir çok büyük bir istiridye |
gooeyduck n.
|
|
301 |
Marine Biology |
yenebilir çok büyük bir istiridye |
gweduc n.
|
|
302 |
Marine Biology |
avrupa ve kuzey amerika'nın kuzey kıyılarında yaşayan çok büyük bir köpekbalığı |
oil shark n.
|
|
303 |
Marine Biology |
abd'de görülen çok büyük bir dere alabalığı |
coaster n.
|
|
Astronomy |
|
304 |
Astronomy |
çok büyük uzaklıklara ilişkin gözlem yapabilmek için tasarlanmış bir gözlemevi |
hubble space telescope n.
|
|
305 |
Astronomy |
çok büyük uzaklıklara ilişkin gözlem yapabilmek için tasarlanmış bir gözlemevi |
hubble telescope n.
|
|
306 |
Astronomy |
devasa bir galaksi kümesi olduğu düşünülen ve pek çok galaksinin uzaydaki belirli bir noktaya doğru hareket ettiği gerçeğine delil olarak gösterilen büyük kitle |
great attractor n.
|
|
307 |
Astronomy |
mercekleri arasında çok büyük mesafe bulunan bir cihazla çekilen stereoskopik fotoğrafları karşılaştırarak topografik ölçümler yapan bir stereoskop |
comparator n.
|
|
308 |
Astronomy |
çok büyük kütleli yıldız |
supermassive star n.
|
|
Zoology |
|
309 |
Zoology |
pleistosen döneme ait soyu tükenmiş çok büyük ayı türü |
cave bear (ursus spelaeus) n.
|
|
310 |
Zoology |
erkeklerinin boynuzu çok dallı olan bir tür büyük kuzey amerika geyiği |
american elk (cervus elaphus canadensis) n.
|
|
311 |
Zoology |
erkeklerinin boynuzu çok dallı olan bir tür büyük kuzey amerika geyiği |
wapiti n.
|
|
312 |
Zoology |
erkeklerinin boynuzu çok dallı olan bir tür büyük kuzey amerika geyiği |
elk n.
|
|
313 |
Zoology |
avustralya'ya özgü, çok basit nazal uzantısı ve büyük kulakları olan nyctophilus cinsinden olan yarasa |
nyctophile n.
|
|
314 |
Zoology |
çok büyük tragus |
earlet n.
|
|
315 |
Zoology |
kulak kanalının önündeki çok büyük kıkırdak |
earlet n.
|
|
316 |
Zoology |
avustralya'ya özgü grimsi kahverengi çok büyük kanguru |
eastern grey kangaroo (macropus giganteus) n.
|
|
317 |
Zoology |
avustralya'ya özgü grimsi kahverengi çok büyük kanguru |
giant kangaroo (macropus giganteus) n.
|
|
318 |
Zoology |
avustralya'ya özgü grimsi kahverengi çok büyük kanguru |
great grey kangaroo (macropus giganteus) n.
|
|
319 |
Zoology |
kuzeybatı abd ve alaska'ya özgü çok büyük bir boz ayı |
white bear (ursus arctos) n.
|
|
320 |
Zoology |
temel olarak böceklerle beslenen, dünyanın pek çok yerinde görülebilen ve genellikle büyük kulaklı yarasalardan oluşan bir alt takım |
microbat n.
|
|
321 |
Zoology |
temel olarak böceklerle beslenen, dünyanın pek çok yerinde görülebilen ve genellikle büyük kulaklı yarasalardan oluşan bir alt takım |
suborder microchiroptera n.
|
|
322 |
Zoology |
çok büyük bir güney afrika antilobu |
roan antelope (hippotragus equinus) n.
|
|
323 |
Zoology |
çok büyük kulakları olan bir kuzey amerika yarasası |
plecotus townsendi n.
|
|
324 |
Zoology |
çok büyük kulakları olan bir kuzey amerika yarasası |
western big-eared bat n.
|
|
Botanic |
|
325 |
Botanic |
abd'nin orta kesimlerinde ve doğusunda yetişen büyük çiçekli ve yenilebilir tohumlara sahip çok yüksek ve çok yıllık bir bitki |
tall sunflower n.
|
|
326 |
Botanic |
abd'nin orta kesimlerinde ve doğusunda yetişen büyük çiçekli ve yenilebilir tohumlara sahip çok yüksek ve çok yıllık bir bitki |
giant sunflower n.
|
|
327 |
Botanic |
abd'nin orta kesimlerinde ve doğusunda yetişen büyük çiçekli ve yenilebilir tohumlara sahip çok yüksek ve çok yıllık bir bitki |
helianthus giganteus n.
|
|
328 |
Botanic |
güney amerika'ya özgü, çok büyük turuncu-kırmızı çiçekleri olan ağaçsı bir çalı |
red angel's trumpet (brugmansia sanguinea) n.
|
|
329 |
Botanic |
güney amerika'ya özgü, çok büyük turuncu-kırmızı çiçekleri olan ağaçsı bir çalı |
datura sanguinea n.
|
|
330 |
Botanic |
amerika'da yetişen, uzun yassı yaprakları ve salkım gibi büyük tüyleri olan, saman olarak tercih edilen çok yıllık bir çim |
reed grass (sorghastrum nutans) n.
|
|
331 |
Botanic |
amerika'ya özgü, büyük yaprakları ve mor veya mat kırmızı renkli çiçekleri olan çok yıllık bir yabani ot |
tinker's root (triostium perfoliatum) n.
|
|
332 |
Botanic |
amerika'ya özgü, büyük yaprakları ve mor veya mat kırmızı renkli çiçekleri olan çok yıllık bir yabani ot |
wild coffee n.
|
|
333 |
Botanic |
amerika'ya özgü, büyük yaprakları ve mor veya mat kırmızı renkli çiçekleri olan çok yıllık bir yabani ot |
horse gentian n.
|
|
334 |
Botanic |
amerika'ya özgü, büyük yaprakları ve mor veya mat kırmızı renkli çiçekleri olan çok yıllık bir yabani ot |
feverroot n.
|
|
335 |
Botanic |
abd'nin doğusuna özgü büyük bazal yaprakları ve yazın açan beyaz çiçekleri olan çok yıllık bir bitki cinsi |
trautvetteria n.
|
|
336 |
Botanic |
abd'nin doğusuna özgü büyük bazal yaprakları ve yazın açan beyaz çiçekleri olan çok yıllık bir bitki |
false bugbane (trautvetteria carolinensis) n.
|
|
337 |
Botanic |
amerika'ya özgü, büyük yaprakları ve mor-koyu kırmızı çiçekleri olan çok yıllık bir bitki |
feverroot (triostium perfoliatum) n.
|
|
338 |
Botanic |
amerika'ya özgü, büyük yaprakları ve mor-koyu kırmızı çiçekleri olan çok yıllık bir bitki |
wild coffee n.
|
|
339 |
Botanic |
amerika'ya özgü, büyük yaprakları ve mor-koyu kırmızı çiçekleri olan çok yıllık bir bitki |
tinker's root n.
|
|
340 |
Botanic |
amerika'ya özgü, büyük yaprakları ve mor-koyu kırmızı çiçekleri olan çok yıllık bir bitki |
horse gentian n.
|
|
341 |
Botanic |
amerika'ya özgü, büyük yaprakları ve mor-koyu kırmızı çiçekleri olan çok yıllık bir bitki |
tinker's weed n.
|
|
342 |
Botanic |
abd'nin kuzeydoğusunda yetişen iri ve sarı kökleri ve büyük yuvarlak yaprakları olan çok yıllık bir bitki |
turmeric root (hydrastis canadensis) n.
|
|
343 |
Botanic |
abd'nin kuzeydoğusunda yetişen iri ve sarı kökleri ve büyük yuvarlak yaprakları olan çok yıllık bir bitki |
yellow root n.
|
|
344 |
Botanic |
abd'nin kuzeydoğusunda yetişen iri ve sarı kökleri ve büyük yuvarlak yaprakları olan çok yıllık bir bitki |
goldenseal n.
|
|
345 |
Botanic |
abd'nin kuzeydoğusunda yetişen iri ve sarı kökleri ve büyük yuvarlak yaprakları olan çok yıllık bir bitki |
golden seal n.
|
|
346 |
Botanic |
ilaç yapımında kullanılan sarı çiçekli büyük yuvarlak yaprakları olan çok yıllık bir bitki |
coltsfoot (tussilago farfara) n.
|
|
347 |
Botanic |
abd'nin orta kesimlerinde ve doğusunda yetişen büyük çiçekli ve yenilebilir tohumlara sahip çok yüksek ve çok yıllık bir bitki |
indian potato n.
|
|
348 |
Botanic |
tahiti ararotu nişastası elde edilen, yenilebilen büyük çiçekleri için yetiştirilen doğu hint adaları, polinezya ve avustralya'ya özgü çok yıllık bitki |
tacca leontopetaloides n.
|
|
349 |
Botanic |
tahiti ararotu nişastası elde edilen, yenilebilen büyük çiçekleri için yetiştirilen doğu hint adaları, polinezya ve avustralya'ya özgü çok yıllık bitki |
tacca pinnatifida n.
|
|
350 |
Botanic |
pasifikteki yüksek yağışlı tropik bölgelerde yetişen çok büyük yapraklı ilkel bir eğrelti otu |
angiopteris n.
|
|
351 |
Botanic |
pasifikteki yüksek yağışlı tropik bölgelerde yetişen çok büyük yapraklı ilkel bir eğrelti otu |
giant fern (angiopteris evecta) n.
|
|
352 |
Botanic |
esasen tropik ağaç, çalı ve asmalardan oluşan çok büyük yapraklı bir bitki familyası |
arecaceae n.
|
|
353 |
Botanic |
esasen tropik ağaç, çalı ve asmalardan oluşan çok büyük yapraklı bir bitki familyası |
palmae n.
|
|
354 |
Botanic |
esasen tropik ağaç, çalı ve asmalardan oluşan çok büyük yapraklı bir bitki familyası |
palmaceae n.
|
|
355 |
Botanic |
esasen tropik ağaç, çalı ve asmalardan oluşan çok büyük yapraklı bir bitki familyası |
palm family n.
|
|
356 |
Botanic |
esasen tropik ağaç, çalı ve asmalardan oluşan çok büyük yapraklı bir bitki familyası |
family palmae n.
|
|
357 |
Botanic |
esasen tropik ağaç, çalı ve asmalardan oluşan çok büyük yapraklı bir bitki familyası |
family palmaceae n.
|
|
358 |
Botanic |
esasen tropik ağaç, çalı ve asmalardan oluşan çok büyük yapraklı bir bitki familyası |
family arecaceae n.
|
|
359 |
Botanic |
güzel ve büyük bazal yaprakları olan çok yıllık bir süs bitkisi cinsi |
aspidistra n.
|
|
360 |
Botanic |
abd'nin doğusunda yetişen büyük mor çiçekli çok yıllık bir bitki |
stiff aster (aster linarifolius) n.
|
|
361 |
Botanic |
yuvarlak yaprakları ve aynı büyüklükte mavi veya morumsu pembe çiçekleri olan çok büyük bir nilüfer |
australian water lily (nymphaea gigantea) n.
|
|
362 |
Botanic |
çok kısa saplı ve pürüzsüz yapraklı orta ila büyük boyutlarda bir ağaç |
english oak (quercus robur) n.
|
|
363 |
Botanic |
papatyagiller familyasına ait, çok büyük turuncumsu sarı çiçekleri olan bir ot |
fleabane (erigeron aurantiacus) n.
|
|
364 |
Botanic |
güney afrika'ya özgü çok dallı yaprak dökmeyen büyük bir ağaç |
wild peach (kiggelaria africana) n.
|
|
365 |
Botanic |
güney afrika'ya özgü çok dallı yaprak dökmeyen büyük bir ağaç |
umkokoko n.
|
|
366 |
Botanic |
abd'nin güneydoğusunda özgü, çok büyük yaprakları olan alta doğru mora çalan krem rengi çiçekli yaprak dökmeyen büyük bir ağaç |
large-leaved cucumber tree (magnolia macrophylla) n.
|
|
367 |
Botanic |
abd'nin güneydoğusunda özgü, çok büyük yaprakları olan alta doğru mora çalan krem rengi çiçekli yaprak dökmeyen büyük bir ağaç |
great-leaved macrophylla n.
|
|
368 |
Botanic |
abd'nin güneydoğusunda özgü, çok büyük yaprakları olan alta doğru mora çalan krem rengi çiçekli yaprak dökmeyen büyük bir ağaç |
bigleaf magnolia n.
|
|
369 |
Botanic |
abd'nin güneydoğusunda özgü, çok büyük yaprakları olan alta doğru mora çalan krem rengi çiçekli yaprak dökmeyen büyük bir ağaç |
large-leaved magnolia n.
|
|
370 |
Botanic |
süs bitkisi olarak yetiştirilen kaliforniya'ya özgü büyük pembe veya eflatun çiçekleri olan çok yıllık bir çalı |
pride of california (lathyrus splendens) n.
|
|
371 |
Botanic |
büyük yuvarlak yaprakları, etli rizomları, çok taçyapraklı ve gösterişli pembe veya beyaz çiçekleri olan asya ve avustralya'ya özgü bir nilüfer |
lotus (nelumbo nucifera) n.
|
|
372 |
Botanic |
büyük yuvarlak yaprakları, etli rizomları, yenilebilen ceviz tadında tohumları, çok taçyapraklı ve gösterişli soluk sarı çiçekleri olan kuzey amerika'ya özgü bir nilüfer |
lotus (nelumbo lutea) n.
|
|
373 |
Botanic |
büyük yuvarlak yaprakları, etli rizomları, çok taçyapraklı ve gösterişli pembe veya beyaz çiçekleri olan asya ve avustralya'ya özgü bir nilüfer |
sacred lotus (nelumbo nucifera) n.
|
|
374 |
Botanic |
çok sayıda büyük çiçeklere sahip bir orkide |
vanda n.
|
|
375 |
Botanic |
büyük beyaz çiçekleri olan bir arktik avrupa çok yıllık bitkisi |
bladder campion (silene uniflora) n.
|
|
376 |
Botanic |
abd'nin doğusundaki nemli ormanlarda yetişen, küçük beyaz çiçekleri olan çok yıllık büyük bir ot |
snakeroot n.
|
|
377 |
Botanic |
abd'nin doğusundaki nemli ormanlarda yetişen, küçük beyaz çiçekleri olan çok yıllık büyük bir ot |
cimicifuga racemosa n.
|
|
378 |
Botanic |
abd'nin doğusundaki nemli ormanlarda yetişen, küçük beyaz çiçekleri olan çok yıllık büyük bir ot |
actaea racemosa n.
|
|
379 |
Botanic |
abd'nin doğusundaki nemli ormanlarda yetişen, küçük beyaz çiçekleri olan çok yıllık büyük bir ot |
black cohosh n.
|
|
380 |
Botanic |
abd'nin doğusundaki nemli ormanlarda yetişen, küçük beyaz çiçekleri olan çok yıllık büyük bir ot |
black snakeroot n.
|
|
381 |
Botanic |
abd'nin doğusundaki nemli ormanlarda yetişen, küçük beyaz çiçekleri olan çok yıllık büyük bir ot |
bugbane n.
|
|
382 |
Botanic |
lecythidaceae familyasına ait, çok büyük güney amerika ağaçlarının bulunduğu cinsin adı |
lecythis n.
|
|
383 |
Botanic |
büyük çiçekleri ve sütlü bitki özü olan, güney amerika'ya özgü yumrulu çok yıllık tropik bir ağaçlık asma cinsi |
mandevilla n.
|
|
384 |
Botanic |
büyük çiçekleri ve sütlü bitki özü olan, güney amerika'ya özgü yumrulu çok yıllık tropik bir ağaçlık asma cinsi |
dipladenia n.
|
|
385 |
Botanic |
büyük çiçekleri ve sütlü bitki özü olan, güney amerika'ya özgü yumrulu çok yıllık tropik bir ağaçlık asma cinsi |
genus dipladenia n.
|
|
386 |
Botanic |
büyük çiçekleri ve sütlü bitki özü olan, güney amerika'ya özgü yumrulu çok yıllık tropik bir ağaçlık asma cinsi |
genus mandevilla n.
|
|
387 |
Botanic |
kuzey amerika'nın atlantik kıyısına ve büyük göller bölgesine özgü, kum tepelerinde yetişen uzun ve çok sayıda dikenlere sahip kök gövdeli çok yıllık bir ot |
marram grass n.
|
|
388 |
Botanic |
kuzey amerika'nın atlantik kıyısına ve büyük göller bölgesine özgü, kum tepelerinde yetişen uzun ve çok sayıda dikenlere sahip kök gövdeli çok yıllık bir ot |
beach grass n.
|
|
389 |
Botanic |
kuzey amerika'nın atlantik kıyısına ve büyük göller bölgesine özgü, kum tepelerinde yetişen uzun ve çok sayıda dikenlere sahip kök gövdeli çok yıllık bir ot |
ammophila breviligulata n.
|
|
390 |
Botanic |
amerika'ya özgü büyük, nişastalı bir köke sahip çok yıllık tropikal bir bitki |
wild sweet potato vine n.
|
|
391 |
Botanic |
amerika'ya özgü büyük, nişastalı bir köke sahip çok yıllık tropikal bir bitki |
ipomoea fastigiata n.
|
|
392 |
Botanic |
amerika'ya özgü büyük, nişastalı bir köke sahip çok yıllık tropikal bir bitki |
ipomoea panurata n.
|
|
393 |
Botanic |
amerika'ya özgü büyük, nişastalı bir köke sahip çok yıllık tropikal bir bitki |
manroot n.
|
|
394 |
Botanic |
amerika'ya özgü büyük, nişastalı bir köke sahip çok yıllık tropikal bir bitki |
scammonyroot n.
|
|
395 |
Botanic |
amerika'ya özgü büyük, nişastalı bir köke sahip çok yıllık tropikal bir bitki |
wild potato vine n.
|
|
396 |
Botanic |
amerika'ya özgü büyük, nişastalı bir köke sahip çok yıllık tropikal bir bitki |
man-of-the-earth n.
|
|
397 |
Botanic |
çok büyük çiçekleri olan parazit bir malay bitkisi |
bolo (rafflesia schadenbergii) n.
|
|
398 |
Botanic |
zambakgiller familyasına mensup, mızrağa benzer iki büyük yaprağı ve çan şeklinde beyaz çiçekleri olan çok yıllık bir ot |
may blossom [uk] n.
|
|
399 |
Botanic |
abd'nin orta bölgelerine özgü uzun boylu, kaba yapraklı, çok yıllık ve büyük çiçekleri olan bir ayçiçeği |
showy sunflower n.
|
|
400 |
Botanic |
abd'nin orta bölgelerine özgü uzun boylu, kaba yapraklı, çok yıllık ve büyük çiçekleri olan bir ayçiçeği |
cheerful sunflower n.
|
|
401 |
Botanic |
abd'nin orta bölgelerine özgü uzun boylu, kaba yapraklı, çok yıllık ve büyük çiçekleri olan bir ayçiçeği |
perennial sunflower n.
|
|
402 |
Botanic |
abd'nin orta bölgelerine özgü uzun boylu, kaba yapraklı, çok yıllık ve büyük çiçekleri olan bir ayçiçeği |
helianthus laetiflorus n.
|
|
403 |
Botanic |
kuzey amerika'ya özgü, heliopsis cinsinden olan büyük sarı papatya benzeri çiçekleri olan çok yıllık bir bitki |
oxeye n.
|
|
404 |
Botanic |
yıldız şeklinde büyük sarı çiçekleri olan çok yıllık bir çalı |
hypericum ascyron n.
|
|
405 |
Botanic |
yıldız şeklinde büyük sarı çiçekleri olan çok yıllık bir çalı |
great st john's wort n.
|
|
406 |
Botanic |
yıldız şeklinde büyük sarı çiçekleri olan çok yıllık bir çalı |
hypericum pyramidatum n.
|
|
407 |
Botanic |
yıldız şeklinde büyük sarı çiçekleri olan çok yıllık bir çalı |
hypericum pyramidatum n.
|
|
408 |
Botanic |
yıldız şeklinde büyük sarı çiçekleri olan çok yıllık bir çalı |
great st john's wort n.
|
|
409 |
Botanic |
yıldız şeklinde büyük sarı çiçekleri olan çok yıllık bir çalı |
hypericum ascyron n.
|
|
410 |
Botanic |
çok büyük parmaksı yaprakları olan bir batı hint adaları ağacı |
galapee tree (sciadophyllum brownei) n.
|
|
411 |
Botanic |
filipinler'e özgü, sakız ağacıgiller familyasından olup yenebilir meyvesi ve lifli kabuğu olan çok büyük bir ağaç |
dao n.
|
|
412 |
Botanic |
afrika, filistin ve yemen'de kümeler halinde yetişen çok yıllık büyük bir çim |
guinea grass n.
|
|
413 |
Botanic |
afrika, filistin ve yemen'de kümeler halinde yetişen çok yıllık büyük bir çim |
megathyrsus maximus n.
|
|
414 |
Botanic |
çok yıllık büyük bir ot cinsi |
chrysanthemum n.
|
|
415 |
Botanic |
kuzey amerika'nın batısına özgü büyük sarı çiçekli çok yıllık bir bitki |
owl's claws (hymenoxys hoopesii) n.
|
|
416 |
Botanic |
kuzey amerika'nın atlantik kıyısına ve büyük göller bölgesine özgü kök gövdeli çok yıllık bir ot |
beach grass (ammophila breviligulata) n.
|
|
417 |
Botanic |
abd'nin kuzeydoğusunda yetişen iri ve sarı kökleri ve büyük yuvarlak yaprakları olan çok yıllık bir bitki |
turmeric root n.
|
|
418 |
Botanic |
çeşitli otları ve çok yıllık odunsu bitkileri içeren büyük bir familya |
pink family n.
|
|
419 |
Botanic |
güney avrupa ve büyük britanya'ya özgü olup abd'de de yetiştirilen hoş kokulu çok yıllık bir ot |
calamintha nepeta n.
|
|
420 |
Botanic |
güney avrupa ve büyük britanya'ya özgü olup abd'de de yetiştirilen hoş kokulu çok yıllık bir ot |
calamintha nepeta glantulosa n.
|
|
421 |
Botanic |
güney avrupa ve büyük britanya'ya özgü olup abd'de de yetiştirilen hoş kokulu çok yıllık bir ot |
lesser calamint n.
|
|
422 |
Botanic |
güney avrupa ve büyük britanya'ya özgü olup abd'de de yetiştirilen hoş kokulu çok yıllık bir ot |
satureja calamintha glandulosa n.
|
|
423 |
Botanic |
güney avrupa ve büyük britanya'ya özgü olup abd'de de yetiştirilen hoş kokulu çok yıllık bir ot |
satureja nepeta n.
|
|
424 |
Botanic |
ilaç yapımında kullanılan sarı çiçekli büyük yuvarlak yaprakları olan çok yıllık bir bitki |
foalfoot n.
|
|
Agriculture |
|
425 |
Agriculture |
çok büyük malikanelerde kahya yardımcısı |
landreeve n.
|
|
History |
|
426 |
History |
1849'da ingiltere tacına konulan hindistan menşeli 108.8 karatlık çok büyük oval bir elmas |
koh-i-noor n.
|
|
Archaeology |
|
427 |
Archaeology |
triyas dönemine ait ve soyu tükenmiş olan, vücudunun alt tarafında kemik plakaları bulunan çok büyük bir fosil amfibi |
labyrinthodon n.
|
|
428 |
Archaeology |
triyas dönemine ait ve soyu tükenmiş olan, vücudunun alt tarafında kemik plakaları bulunan çok büyük bir fosil amfibi |
mastodonsaurus n.
|
|
429 |
Archaeology |
abd'nin kretase dönemine ait, çok büyük arka bacakları ve kuyrukları olan büyük ve etobur bir dinozor cinsi |
laelaps n.
|
|
430 |
Archaeology |
kuzey amerika'da eosen ve oligosen dönemlerde yaşamış olan çok büyük at benzeri tek toynaklı memeliler |
titanothere n.
|
|
431 |
Archaeology |
antik yunanistan'da kullanılan çok büyük bir çömlek |
pithos n.
|
|
Religious |
|
432 |
Religious |
yahudi ibadetlerinde kullanılan çok kollu büyük şamdan |
menorah n.
|
|
433 |
Religious |
çok büyük fedakarlık gerektiren şey |
molech n.
|
|
Geography |
|
434 |
Geography |
dağ silsilesinin belkemiğini oluşturan birden fazla zirvelere ayrılmış çok büyük kitle |
massif n.
|
|
435 |
Geography |
çok büyük dalga |
decuman n.
|
|
Meteorology |
|
436 |
Meteorology |
rüzgarla taşınmış çok büyük kum kütlesi |
sand flood n.
|
|
Geology |
|
437 |
Geology |
doğada yaşanan olayların derece derece yaşanmadığını savunan bunların çok büyük değişikliklerle meydana geldiğini ileri süren eski bir düşünce sistemi |
catastrophism n.
|
|
438 |
Geology |
yer yüzeyinde tortul ve volkanik kaya kütleleri içeren çok büyük, çukur benzeri çöküntü |
geosyncline n.
|
|
Sport |
|
439 |
Sport |
(sörfte) çok büyük dalga |
slab n.
|
|
Music |
|
440 |
Music |
çok büyük borulara sahip yüksek sesli bir org |
great organ n.
|
|
Mythology |
|
441 |
Mythology |
efsanelerde adı geçen ve hint okyanusu çevresindeki coğrafyada yaşadığına inanılan çok büyük ve güçlü bir kuş |
rukh n.
|
|
Ornithology |
|
442 |
Ornithology |
güney ve orta amerika'ya özgü, çok büyük gagası ve parlak renkli tüyleri olan, çoğunlukla küçük meyvelerle beslenen kuş familyası |
ramphastidae n.
|
|
443 |
Ornithology |
çok küçük kanatları olan ve uçamayan, nesli tükenmiş büyük bir kuzey atlantik kuşu |
arctic penguin (pinguinus impennis) n.
|
|
444 |
Ornithology |
çok küçük kanatları olan ve uçamayan, nesli tükenmiş büyük bir kuzey atlantik kuşu |
great auk n.
|
|
445 |
Ornithology |
çoğunluğu afrika'da yaşayan, sırt kısmı gri olan kahverengi çok büyük bir balıkçıl |
goliath n.
|
|
446 |
Ornithology |
çoğunluğu afrika'da yaşayan, sırt kısmı gri olan kahverengi çok büyük bir balıkçıl |
goliath heron n.
|
|
447 |
Ornithology |
çoğunluğu afrika'da yaşayan, sırt kısmı gri olan kahverengi çok büyük bir balıkçıl |
ardea goliath n.
|
|
Reptiles |
|
448 |
Reptiles |
çok büyük bir kara kaplumbağası |
elephantine tortoise (testudo elephantopus) n.
|
|
449 |
Reptiles |
doğu asya ve pasifik adalarındaki nehir ağızlarında bulunmakla beraber karadan çok uzakta da karşılaşılabilen büyük bir timsah |
estuarine crocodile (crocodylus porosus) n.
|
|
450 |
Reptiles |
tropik amerika ve batı hint adaları'na özgü çok büyük bir boa yılanı |
constrictor constrictor n.
|
|
451 |
Reptiles |
tropikal ve güney afrika'ya özgü çok büyük bir piton |
rock python n.
|
|
Entomology |
|
452 |
Entomology |
güney avustralya'da yaşayan çok zararlı büyük bir göçmen çekirge |
australian plague locust (chortoicetes terminifera) n.
|
|
453 |
Entomology |
goliathus cinsinden olan çok büyük böceklere verilen ad |
elephant beetle n.
|
|
454 |
Entomology |
kuzey amerika'ya özgü çok büyük bir kırlangıçkuyruk kelebeği |
zebra swallowtail (papilio marcellus) n.
|
|
455 |
Entomology |
çok büyük bir amerika sivrisineği |
gallynipper n.
|
|
456 |
Entomology |
çok büyük bir amerika sivrisineği |
gallinipper n.
|
|
Slang |
|
457 |
Slang |
çok yuvarlak ve büyük popo |
badonkadonk n.
|
|
458 |
Slang |
çok büyük penis |
donkey dick n.
|
|
459 |
Slang |
çok yuvarlak ve büyük popo |
badunkadunk n.
|
|
460 |
Slang |
kalitesiz iş yapıp çok büyük paralar isteyen sahtekar tamirci |
cowboy builder n.
|
|
461 |
Slang |
kendinden yaşça çok büyük bir kadınla birlikte olan genç erkek |
a boy toy n.
|
|
462 |
Slang |
kendinden yaşça çok büyük bir kadınla birlikte olan genç erkek |
a toy boy n.
|
|
463 |
Slang |
çok büyük miktar |
shedload n.
|
|
464 |
Slang |
çok büyük sayı |
shedload n.
|
|
465 |
Slang |
çok büyük şey |
sollicker [australia] n.
|
|
466 |
Slang |
çok büyük kaygı yaşamak |
piss blood v.
|
|
467 |
Slang |
çok büyük (bir şey) |
a stonker of a (something) expr.
|
|
British Slang |
|
468 |
British Slang |
çok büyük miktarda para |
wad n.
|
|
469 |
British Slang |
çok sıkışmak (büyük) |
have a turtle's head v.
|
|
470 |
British Slang |
çok sıkışmak (büyük) |
have a tortoise v.
|
|
Modern Slang |
|
471 |
Modern Slang |
çok yuvarlak ve büyük popo |
a badunkadunk butt n.
|
|
472 |
Modern Slang |
çok yuvarlak ve büyük popo |
a balcony you can perform shakespeare from n.
|
|
473 |
Modern Slang |
çok içilen bir akşamın ertesi sabahı yapılan kaka/büyük tuvalet |
after grog bog n.
|
|
474 |
Modern Slang |
çok içilen bir akşamın ertesi sabahı yapılan kaka/büyük tuvalet |
agb (after grog bog) n.
|
|